Yunanistan’ın kuzeydoğusundaki Dedeağaç kentindeki sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) merkezinin ticari işletmeye alınmasıyla Yunanistan için yeni bir sayfa açılıyor. Yunanistan bir enerji merkezi haline geliyor ve bir bütün olarak Balkanlar ve Avrupa için enerji istikrarının bir unsuru olacak.
Yunanistan’ın LNG pazarındaki rolü artıyor
Yunanistan, Güneydoğu Avrupa’da daha bağlantılı ve dayanıklı bir doğal gaz piyasasının yaratılmasında kilit bir rol oynayacak.
Alexandroupolis LNG Terminali olarak bilinen Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) Singapur demirleme yerinden ayrıldı. Şu anda Dedeağaç limanının 17 kilometre güneybatısında kalıcı olarak demir atmış durumdadır.
Tamamı Gastrade şirketinin parçası olan FSRU hissedarlarının her biri yüzde 20 hisseye sahip. Bunların arasında Elmina Kopelouzou (%20), Gaslog (%20), DEPA Emporias (%20), DESFA (%20) ve Bulgaristan’ın doğal gaz taşıma operatörü Bulgartransgaz (%20) yer alıyor.
Kısmen Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen yeni proje, Güneydoğu Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltmayı amaçlıyor.
Proje, doğal gazı Yunanistan’a taşıyan bir su altı ve kara boru hatları ağını içeriyor. Bu daha sonra yerli tüketicilerin yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Kuzey Makedonya ve Sırbistan’daki tüketicilere dağıtılıyor. Boru hattı ağı doğuda Moldova ve Ukrayna’ya, batıda ise Macaristan ve Slovakya’ya kadar uzanıyor.
Projenin ekonomik etkisi ve jeopolitik önemi
Avrupa Komisyonu, projenin ilk aşaması için 157 milyon Euro’nun üzerinde bir yatırımı onayladı.
Kömür ve petrolün doğalgazla değiştirilmesiyle 382 milyon euroluk tasarruf sağlanması bekleniyor. CO2 emisyonlarının azaltılması ve yakıtların değiştirilmesi, Yunanistan dahil yerel ekonomilere fayda sağlayacaktır.
“Birçok enerji kaynağı için gerçek anlamda güvenilir bir geçitiz ve Yunanistan ile komşu ülkelerin arzına ve karbondan arındırılmasına katkıda bulunacağız… Ukrayna ve Moldova dahil Macaristan’a kadar bakarsak mevcut alımı görebiliriz. Rusya’dan Yunanistan da dahil olmak üzere bu bölgeye uzun vadeli doğal gaz tedariki yaklaşık 20 milyar metreküp civarındadır. [meters]dedi Helenik Gaz İletim Sistemi Operatörü SA (DESFA) CEO’su Maria Rita Galli.
Yunanistan’ın hedefi, LNG merkezi aracılığıyla hem doğal gaz hem de elektrik sağlayarak Güneydoğu Avrupa’ya enerji kapısı olmaktır.
Bu proje, Yunanistan için kritik bir bölge olan Trakya için de büyük önem taşıyor ve bölgeye jeopolitik ağırlık katıyor. Analistler, Trakya’nın jeopolitik önemini artıran her şeyin, özellikle Türkiye’nin bölgeyi sürekli tehdit eden revizyonist projelerine karşı diplomatik kalkan görevi görebileceğine inanıyor.
Projenin eleştirisi
Ancak eleştirmenler, önemli maliyetleri nedeniyle projeye karşı çıkıyor. LNG Merkezinin toplam kargo hacminde Haziran ayından bu yana önemli bir düşüş kaydedildi. Bunun temel nedeni, Türkakım boru hatlarından giren gazın daha uygun fiyatlı olmasıdır.
Ukrayna’da savaşın başlamasından ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan iki yıl sonra Rus gazı talebinde durum değişti. Örneğin geçtiğimiz Haziran ayında Yunanistan’ın Revythoussa kentinde LNG hub yükleme hacmi 178.286 metreküpü aşmamıştı. Bir yıl önce, Haziran 2023’te, LNG ile taşınan kargonun toplam hacmi 369.275 metreküp olup, önemli bir düşüş yaşandı. Bu azalma, hem talebin azalmasından hem de uzun vadeli LNG sözleşmelerinden daha ucuz olan Türk Akımı yoluyla ithal edilen Rus gazı akışının artmasından kaynaklanıyor.
Güneydoğu Avrupa Enerji Enstitüsü’nün “Enerji Eğilimleri 2023-2024” raporunda, 2024 yılının ilk çeyreğinde ülkenin toplam doğal gaz ithalatının 2023 yılının aynı dönemine göre %14 arttığını belirttiğini de belirtmekte fayda var. Bu rapora göre “Yunanistan’da Sidirokastro üzerinden Rus gaz ithalatı 2022’ye kıyasla 2023’te %65 oranında artarak 2022’de 8,9 TWh’den 2023’te 14,7 TWh’ye yükseldi”. Bu artış, 2021 ile 2022 yılları arasında Rusya’nın gaz ithalatında yaşanan önemli (%68) azalmanın ardından geldi.
Bu gelişmelere rağmen Yunanistan’da yeni doğalgaz santralleri kurma planlarında değişiklik görünmüyor. Soru ise bu gelişmelerin elektrik fiyatlarını etkileyip etkilemeyeceğidir. Gelecekteki fiyatlara ilişkin kesin tahminlerde bulunmak zor olsa da mevcut fiyatların daha yüksek olması muhtemeldir. Orta Doğu’daki gelişmeler belirsizliği artırıyor.