Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz günlerde, Avrupa’daki jeopolitik manzarayı kökten değiştirebilecek, yalnızca Ukrayna’yı değil aynı zamanda Yunanistan da dahil olmak üzere AB’nin tamamını etkileyebilecek potansiyel olarak devrim niteliğinde bir silah olan Oreshnik füzesinin fırlatıldığını duyurdu.
Oreshnik yeni bir orta menzilli hipersonik balistik füzedir ve bu füzenin kullanımı Ukrayna ile devam eden çatışmada önemli bir artışa işaret etmekte ve Rus saldırganlığına karşı savunmasında Kiev’i destekleyen Avrupa ülkelerine doğrudan tehdit oluşturmaktadır.
Rus Oreshnik füzesi dakikalar içinde Avrupa’ya ulaşabilir
Oreshnik, Rusça’da “fındık ağacı” anlamına gelen bir kelimedir. Olağanüstü yüksek hızlar da dahil olmak üzere olağanüstü özelliklere sahip, nükleer yetenekli bir füzedir. Bu Rus füzesi Mach 10-11 veya saniyede 2,5 ila 3 kilometre hızla gidiyor.
Neredeyse tüm Avrupa’yı kapsayan bir menzile sahip ve potansiyel olarak üç ila altı bağımsız güdümlü savaş başlığı taşıyabiliyor.
Rusya, Oreshnik’in NATO tarafından işletilen mevcut hava savunma sistemleri tarafından durdurulamayacağını iddia ediyor.
Rus Oreşnik’i ve Yunanistan’a etkileri
Yunanistan bu zorlu jeopolitik oyunda kendisini özellikle savunmasız bir konumda buluyor. Her ne kadar dini ve kültürel benzerlikler nedeniyle Rusya ile tarihsel olarak iyi ilişkilere sahip olsa da ülke, Ukrayna’nın işgalinden bu yana NATO ve AB’ye sıkı bir şekilde uyum sağladı. Bu konum potansiyel olarak Yunanistan’ı bir hedef haline getirebilir, çünkü Avrupa ile Asya’nın kesişme noktasındaki konumu onu kolay bir hedef haline getirebilir.
Yunanistan, Rusya’nın taarruzunu başlattığı Şubat 2022’den bu yana her zaman Ukrayna’yı destekledi. Atina, Batılı müttefikleri NATO ve AB ile uyum içinde askeri ve insani yardım sağlıyor. Bu pozisyon, Rusya’nın yasadışı işgali nedeniyle ahlaki açıdan haklı olsa da, potansiyel olarak ülke açısından riskleri artırıyor.
Yunanistan’ın temel kaygıları arasında Ukrayna ve Orta Doğu da dahil olmak üzere potansiyel çatışma bölgelerine yakınlığı, NATO’nun güney kanadı olarak stratejik önemi ve Miçotakis hükümetinin son zamanlarda Ukrayna’ya sunduğu askeri destek yer alıyor. Buna ek olarak Dedeağaç limanı, Akdeniz’i Ukrayna’nın batı bölgelerine bağladığı için Batı’nın Kiev’e askeri yardımı için önemli bir lojistik merkez görevi görüyor.
Eski Ukrayna askeri başkomutanı Valerii Zaluzhny geçtiğimiz günlerde, Kuzey Kore ve İran gibi birçok uluslararası aktörün çatışmaya dahil olduğunu öne sürerek Üçüncü Dünya Savaşı’nın çoktan başladığını açıkladı. Bu, ABD ve İngiltere’nin Ukrayna’nın kendi silahlarıyla Rusya’nın derinliklerine saldırmasına izin verme istekliliğiyle birleştiğinde durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Durum, Putin’in Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemek, Batılı ülkeleri saldırılarla açıkça tehdit etmek, Oreshnik füzesi gibi gelişmiş silahları konuşlandırmak ve Kuzey Kore gibi uluslararası müttefikleri harekete geçirmek gibi son eylemlerinin ardından daha da istikrarsız hale geldi.
Bunların hepsi felaket mi?
Oreshnik füzesi ve küresel askeri sahneye muhteşem girişi şüphesiz tüm dünya için önemli bir tehdit oluştururken, diplomatik uzmanlar Vladimir Putin’in retoriğinin büyük ölçüde “performatif” olduğunu ileri sürüyor.
Başka bir deyişle, yıkıcı bir küresel çatışma başlatmak yerine gösteriş yapmaya çalışıyor. Ancak asıl risk, Rusya ile Batı arasında doğrudan bir çatışmada değil, kimsenin gerçekten istemediği bir zamanda büyük bir savaşı tetikleyebilecek bir yanlış hesaplama olasılığında yatıyor.
Bu nedenle Yunanistan’ın uyanık kalması, uluslararası hukuku desteklemeye devam etmesi ve Batılı müttefikleriyle güçlü ittifaklarını sürdürmesi ve bir yandan da Türkiye’nin hareketlerini izlemesi gerekiyor.