Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Cumartesi günü AB’nin Yunan deniz sularını açıklayan Denizcilik Mekansal Planı’nın (MSP) yayınlanmasının ardından sert tepki gösterdi.
MSP, Üye Devletlerin deniz bölgelerinin kullanımlarının yanı sıra bu bölgelerde izin verilen veya yasaklanan faaliyetlerin tamamını AB’nin Avrupa denizlerine ilişkin genel sınırlandırması kapsamında ayrıntılarıyla açıklamaktadır.
Atina’nın, Yunan deniz sularını sınırlandırmak için MSP’yi 2021 yılına kadar tamamlaması gerekiyordu.
Avrupa Denizcilik Mekansal Planı Platformu web sitesine göre:
“Yunanistan henüz bir MSP’yi kabul etmedi. Devam eden MSP sürecinin yanı sıra, MSP ile ilgili konular, belirli ekonomik sektörleri kapsayan “Mekansal Planlama için Özel Çerçeveler” (Yersel Mekansal Planlar – TS Planları) kapsamında da ele alınmaktadır.
Su ürünleri yetiştiriciliği (2011, revize edilecek), turizm (nihai hale getirilecek) ve sanayi (2009, revize edilecek) için karasal, kıyı ve deniz kesimleri için mekansal planlama kılavuzlarını içeren sektör planları şu ana kadar geliştirilmiştir. her sektör. »
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Avrupa Birliği’nin Ege Denizi ve Akdeniz haritalarının, Yunanistan’ın deniz sularına itirazı olması nedeniyle Türkiye için yasal olarak geçerli olmadığı belirtildi. Açıklamada ayrıca AB’nin Ege Denizi konusunda konuşma yetkisinin olmadığı belirtiliyor.
Türkiye AB’nin deniz alanı planına karşı
Avrupa Birliği denizcilik mekansal planlamasına ilişkin https://t.co/v8YPLUX1Q6 pic.twitter.com/XnapvulhMW
– Türkiye Dışişleri Bakanlığı (@MFATurkiye) 16 Kasım 2024
Türkiye, Avrupa Birliği’ne aday ülke olmasına rağmen çoğu zaman AB’nin karar ve eylemlerine tam anlamıyla karşı çıkıyor. Bu durumda Türk Dışişleri Bakanlığı MSP’ye aykırı bir açıklama yaptı:
“Türkiye, Avrupa Birliği’nin (AB) denizcilik mekânsal planlamasını yakından takip ediyor, ilgili taraflara gerekli uyarıları iletiyor, Ege Denizi ve Akdeniz’deki haklarını korumak için her türlü tedbiri alıyor.
Bu Planda kullanılan Ege ve Akdeniz haritaları Türkiye açısından hükümsüzdür ve hiçbir hukuki etkisi yoktur.
Bu projeyle Türkiye’nin haklarının çiğnenmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha teyit ediyoruz.
AB’nin egemen devletler arasındaki denizcilik anlaşmazlıkları konusunda yorum yapma yetkisinin olmadığını bir kez daha vurgulamak isteriz. AB’nin bu tür girişimlere dahil olması bu anlaşmazlıkların çözümünü zorlaştırıyor.
Deniz yetki alanlarına ilişkin tek taraflı eylemler kabul edilemez. Bu tür tek taraflı girişimler, birbiriyle bağlantılı Ege sorunlarına kapsamlı, adil ve kalıcı çözüm bulma çabalarını baltalayacaktır.
Sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk temelinde çözümü için samimi ve kapsamlı bir yaklaşım sergilenmelidir.
Türkiye, Türkiye’ye yakın Yunan Ege adalarının egemenliğine itiraz etmeye devam ediyor. Bu aynı zamanda Yunanistan’ın Yunan deniz sularını 19 kilometreye kadar genişletme hakkına da meydan okuyor.