63 yaşındaki Suudi bir adam, son 43 yılda 53 kez evlendi ve hayatında huzur ve istikrar arayışındaydı. Ebu Abdullah olarak bilinen bu kişi, birçok evliliğinin yalnızca kişisel zevkten değil, barış ve uyum konusundaki derin umudundan kaynaklandığını iddia ediyor.
20 yaşında başlayan yolculuk
Suudi bir medya kuruluşuna konuşan Abdullah, yolculuğunun kendisinden altı yaş büyük bir kadınla evlenmesiyle başladığını hatırlattı. İlk kez 20 yaşında evlendi. Yeniden evlenmeye niyeti yoktu ve karısı ve çocuklarından memnundu.
Ancak çatışmalar ortaya çıktı ve 23 yaşında yeniden evlenmesine neden oldu. Abdullah, bu yeni evliliğin hayatına denge getireceğini umarak kararını ilk eşine bildirdi.
Tüm çabalarına rağmen iki evlilik bile ona aradığı mutluluğu getiremedi. Sonunda eşleri arasındaki gerilimi çözmek amacıyla üçüncü ve dördüncü bir eş aldı.
Eşitlik ve istikrar vurgusu
Abdullah, pek çok evliliği boyunca, diğer ülkelerden gelenler de dahil olmak üzere her kadına daima adil davrandığını söylüyor. Gerçek istikrarın gençlikten değil olgunluktan geldiğine inandığını ifade etti.
Bugün tek bir kadınla evli ve yeniden evlenmeyi düşünmediğini, sonunda aradığı huzuru bulduğunu söylüyor. “Dünyadaki her erkek bir eşe sahip olmak ve sonsuza kadar onunla birlikte kalmak ister” diyerek, barış arayışının sona erdiğini ekledi.
Kenyalı, 15 kadın ve 107 çocuk
Batı Kenya’da da benzer bir hikaye 61 yaşındaki David Sakayo Kaluhana’nın başına geldi. 15 karısı ve 107 çocuğuyla birlikte bir köyde yaşıyor. Kaluhana, yüzlerce karısı ve cariyesi olduğu söylenen İncil’deki Kral Süleyman karakterinden ilham aldığını söylüyor.
Kapsamlı bir kişisel kütüphaneye sahip bir tarihçi olan Kaluhana, engin bilgisinin ve sorumluluklarının birçok ortağın desteğini gerektirdiğine inanıyor.
Kaluhana, “Böyle bir kafa tek başına tek bir kadın tarafından kaldırılamaz, çünkü bu onun tek başına taşıyamayacağı bir yüktür. Bu yüzden birçok kadınla evlendim. Çünkü bir kadın için fazla akıllıyım.
Bu büyüklükte bir aileyi yönetmenin zorluklarına rağmen Kaluhana, barış içinde bir arada yaşamanın anahtarının karşılıklı saygı ve ortak sorumluluklarda yattığı konusunda ısrar ediyor.
Ailenin her üyesi bir rol oynuyor ve Kaluhana bu kolektif yaklaşımın aralarındaki bağları güçlendirdiğine inanıyor. Onun hikayesi, Abdullah’ınki gibi, bazı bireylerin kişisel yaşamlarında istikrar ve mutluluk arayışındaki benzersiz yolculuklarını yansıtıyor.