Geçtiğimiz hafta İsrail, Lübnan’daki savaşın diplomatik yollarla sona ermesi ve İsrail ve Lübnan’daki yerinden edilmiş sivillerin evlerine dönmesine izin verilmesi için yerine getirilmesi gereken bir dizi koşulun listelendiği bir belgeyi Beyaz Saray’a sundu.
Başbakan Netanyahu’nun ofisi belgeyi, Başkan Biden’ın elçisi Amos Hochstein’ın 21 Ekim’de Beyrut’a yapacağı ziyaret öncesinde Beyaz Saray’a teslim etti. Belge geçen Perşembe günü gönderildi ve Başbakan Benjamin Netanyahu ve IDF’ye çok yakın olan İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer tarafından yazıldı.
İsrail’in Lübnan’daki savaşı sona erdirme talepleri
Dermer ile IDF liderliği arasındaki görüşmeler sırasında dile getirilen taleplerden biri, İsrail ordusunun Lübnan’daki baskılara aktif olarak katılmasıydı. Bu, Hizbullah’ın güney Lübnan’daki silahlı kanadını yeniden silahlandırmamasını ve yeniden inşa etmemesini sağlayacaktır.
Bu noktada bunun, İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin Güney Lübnan’ı işgal etmesi anlamına mı geldiği, yoksa bu özel talebin bölgede gerçekten İsrail Silahlı Kuvvetleri kontrol noktaları kurma anlamına mı geldiği belli değil.
Ayrıca İsrail, hava kuvvetlerine Lübnan hava sahasında operasyon özgürlüğü verilmesini talep edecek.
Bu taleplerin her ikisi de, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin ve Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücünün İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes uygulayacağını belirten 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararına doğrudan aykırıdır.
Dahası, Lübnan’ın egemenliğine zarar vereceği göz önüne alındığında, Lübnan ve uluslararası toplumun bu taleplere uyması pek mümkün görünmüyor.
Hochstein’ın ziyareti, ABD seçimleri öncesinde Lübnan savaşını çözmek için ‘son şans’
Hochstein, Lübnan geçici Başbakanı Najib Mikati ve diğer başbakanlarla görüşmek üzere 21 Ekim Pazartesi günü Beyrut’a geldi. Lübnan Başbakanı Nabih Berri, gelişinden bir gün önce Al-Arabiya’ya, bunun ABD seçimlerinden önce Lübnan’daki savaşı çözmek için son şans olduğunu söyledi.
Lübnanlı liderler ayrıca Lübnan’da 1701 sayılı karar etrafında bir fikir birliğinin varlığını vurguladılar ve bu kararda yapılacak herhangi bir değişikliğe şiddetle karşı çıkacaklarını belirttiler.
Beyrut’a vardığında Hochstein’a bir basın toplantısında İsrail’in talepleri soruldu ve o “kamuoyunda müzakere yapmayı reddetti.” Bu basın toplantısında, iki ülke arasında bugün görülen savaşa katkıda bulunan 1701 sayılı Kararın ne İsrail ne de Lübnan tarafından tam olarak uygulanmadığını da söyledi.
Hochstein ayrıca ABD’nin “çatışmayı kesin olarak sona erdirecek ve gelecek ay ya da gelecek yıl yeniden başlamamasını sağlayacak bir formül üzerinde çalıştığını” söyledi.
Makul bir çözümün 1701 sayılı Karara dayanması gerektiğini, ancak her iki tarafın da bu sefer işlerin farklı olacağından emin olmasını sağlayacak belirli kriterlerin mevcut olması gerektiğini açıkladı.