Ortodoks manastırcılığının merkezi olan Athos Dağı’ndaki bir Rum Ortodoks keşişi, daha önce hiç kadın görmeden 82 yaşında hayatını kaybetti. Bu Michael Tolotos’un hikayesi. 1856 yılında doğan Tolotos, doğumundan sadece dört saat sonra annesinin ölmesiyle hayata trajik bir başlangıç yaptı.
Babası ya da aileden başka bir üyesi olmayan genç çocuk, kendisini Athos Dağı’nın tepesindeki bir manastırın merdivenlerinde terk edilmiş halde buldu. Neyse ki manastır onu karşıladı ve onun yeni evi oldu.
Bu Edinburgh Daily Courier’den 29 Ekim 1938 tarihli bir gazete kupürü.
Müstahkem manastırda büyüyüp eğitim gören Tolotos, hiçbir zaman manastır kapılarının dışına çıkma cesaretini göstermedi. Bu dönemde 1060 yılında çıkarılan ve kadınların ve hayvanların Athos Dağı’na çıkmasını yasaklayan bir yasa yürürlükteydi. Bugün hala yürürlükte olan bir yasadır.
Tüm hayatını dış dünyadan izole bir şekilde, hiçbir kadınla tanışmadan ve görmeden yaşadı. Keşiş, dünyada bir kadının neye benzediğini bilmeden ölen tek erkek olduğuna inanan Athos Dağı’nda yaşayan tüm keşişler tarafından özel bir cenaze töreni bile aldı.
Görünüşe göre hiç araba ya da uçak görmemişti, hatta hiç film izlememişti.
Kutsal dağda bir Rum Ortodoks keşişi yaşıyordu
Yunanca’da “Kutsal Dağ” olarak adlandırılan Athos Dağı, Ortodoks Hıristiyan dünyasının en önemli merkezlerinden biridir. Konstantinopolis Ekümenik Patriği’nin doğrudan yetkisi altında yirmi manastıra ev sahipliği yapan bu bölge, Yunan Cumhuriyeti içerisinde özerk bir devlet olarak yönetilmektedir.
İlk keşişler 9. yüzyılda Athos Dağı’na geldi. Bugün Yunanistan’dan ve aralarında Romanya, Moldova, Gürcistan, Bulgaristan, Sırbistan, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de bulunduğu birçok ülkeden iki binden fazla keşiş, dünyanın geri kalanından izole edilmiş Athos’ta münzevi bir yaşam sürüyor.
Manastırlar, nadir kitaplar, antik belgeler ve muazzam tarihi değere sahip sanat eserleri de dahil olmak üzere, iyi korunmuş eserlerin paha biçilmez koleksiyonlarını barındırır. Athos Dağı, 1988’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Sayısız hazine ve kutsal emanetler arasında Yunan Ortodoksluğu için en değerli ve paha biçilmez olanı, Doğu’nun üç bilge adamının yeni doğan İsa’ya sunduğu söylenen kutsal hediyelerdir.
Bazı yabancılara keşişlerin basit topluluk yaşamı arkaik görünebilir. Ancak orada yaşamayı seçen erkekler için bu, huzurlu, hatta mutlu bir varoluştur.
İlgili: Athos Dağı: zamanın durduğu bir manastır topluluğu