Eski bir Pentagon yetkilisi Michael Rubin, ABD’nin Kıbrıs’taki İngiliz askeri üslerini devralarak ABD-Kıbrıs bağlarını güçlendirmesi ve adanın sömürge mirasını ortadan kaldırması gerektiğini önerdi.
Şu anda American Enterprise Institute’da kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Rubin, National Interest’te yayınlanan bir makalesinde, azalan İngiliz deniz gücünün Kıbrıs’ın güvenliğini garanti edemeyeceğini öne sürüyor.
“Kraliyet Donanması yalnızca gücünü küresel ölçekte yansıtmaya çalışmıyor, aynı zamanda yirmi yıl öncekinin bir kabuğu” diyor.
Malta ve Kıbrıs’ın bağımsızlığından sonra ve hatta Cebelitarık’ın mülkiyetinin devam etmesiyle birlikte İngiliz Donanması, bir zamanlar kalıcı mevcudiyet ve sık sık liman ziyaretleriyle yaptığı gibi artık bölgede güvenliği garanti etmiyor.
Rubin, “Birleşik Krallık, gücünü her zaman askeri olmasa da diplomatik olarak güçlendirmek için Avrupa Birliği’ni uzun süre kullanabilirken, Brexit bu dinamiği kırdı” diye ekliyor.
Kıbrıs’taki iki İngiliz askeri üssü
Birleşik Krallık’ın Kıbrıs’ta iki egemen üssü bulunmaktadır. Akrotiri Egemen Üs Bölgesi ve Dikelya Egemen Üs Bölgesi. Egemenlik bölgelerini, yani ada topraklarının %3’ünden daha azını, Bermuda, Britanya Virjin Adaları veya Falkland Adaları ile aynı şekilde İngiliz denizaşırı toprakları olarak sınıflandırır.
Rubin, “İngilizlerin egemenlik bölgelerine sahip olması, gücü yansıtmak veya Doğu Akdeniz’i korumak için etkili bir mekanizma olmaktan çok, geçmiş nüfuzun bir anıtıdır” diye açıklıyor.
Yazar, Birleşik Krallık’ın Türkiye, Hamas, Hizbullah ve Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki yeniden dirilişinin yarattığı önemli zorluklarla gerçekten başa çıkıp çıkamayacağını sorguluyor.
Altıncı Filonun yönetimi ele almasına izin verin
Rubin, “Altıncı Filo operasyon alanı artık yalnızca ABD Donanması’nın Kızıldeniz veya Basra Körfezi’ndeki Beşinci Filo sıcak noktalarına giderken geçtiği bir alan değil, başlı başına tartışmalı bir bölge” diye vurguluyor.
Birleşik Krallık, onların geri çekilmesini desteklemek için, tıpkı Bahreyn’de olduğu gibi, Kıbrıs’taki üslerinin kontrolünü ABD’ye bırakabilir. Rubin, Bahreyn’deki ABD varlığının Bahreyn egemenliği altında faaliyet gösterdiğini öne sürüyor.
ABD, Kıbrıs’taki üsleri kiralayabilir ancak adaya tam egemenliği geri verebilir. Aynı şekilde ABD, Kıbrıs’ta ordu tarafından aktif olarak kullanılmayan bölgelere tamamen dönebilir. Bahreyn’deki ABD tesisi yalnızca 152 dönümlük alanda faaliyet gösteriyor; egemenlik bölgeleri yaklaşık 100 mil karelik bir alanı talep ediyor.
Rubin, “Başkan Nikos Christodoulides’in 30 Ekim 2024’te Beyaz Saray’a yaptığı ziyarette vurgulandığı gibi, ABD’nin Akrotiri ve Dikelya’yı kiralaması ABD-Kıbrıs bağlarını daha da güçlendirebilir” dedi.
Kendisi, ABD’nin bir İngiliz üs bölgesini kiralamasını sağlayarak Kıbrıs’ı sömürgecilikten arındırmanın, aynı zamanda Kıbrıs’ı sömürge mirasından tamamen kurtarmak için bir model olabileceğini de ekliyor.
“Bugün adanın kuzeyinin yarısının Türkiye tarafından işgali elli yıldır sürüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emellerine rağmen uluslararası toplum, Türkiye’nin Kıbrıs’taki toprak gaspını asla resmileştirmeyecek.
Eski Pentagon yetkilisi, “ABD’nin, Türkiye’nin şu anda işgal altındaki Kuzey Kıbrıs’ta sahip olduğu üsleri devralması, Erdoğan yönetimi altında olmasa da en azından halefi döneminde diplomatik çıkmazı kırabilir” dedi.