Dünya Gezegeni sürekli değişiyor. Son yıllarda deniz seviyelerinde belirgin bir artış, toprağın asitlenmesi, kuraklıklar ve aşırı hava felaketlerine tanık oluyoruz.

Şu anda artan sıklıkta aşırı koşullarla karşı karşıya olduğumuz için, bilim adamları bunları izlemenin, nedenlerini anlamanın ve hatta felaketlerin ne zaman meydana geleceğini tahmin etmenin yollarını keşfetmeye başladı.

Bu çevresel durumların izlenmesi için önerilen çözümlerden biri, Dünya’nın dijital ikiz sistemleridir. Bu sistemler, dijital modelleri ve gerçek dünyadaki gözlem verilerini birleştiren ve Dünya sistemlerinin doğru bir temsilini sağlayan gezegenin sanal kopyalarıdır.

Teknoloji o kadar gelişmiş ki, doğal ve toplumsal süreçleri hesaba katıyor ve bilim adamlarının iklim değişikliğini, orman yangınlarını ve aşırı hava olaylarını anlamalarına yardımcı oluyor.

Dünyadaki değişiklikleri anlamak için kullanılan uzaktan sensörler

Atina’daki LGARSS 2024 Sempozyumunda tam da bu soru Profesör Mihai Datcu’ya soruldu.

Profesör Datcu, 800’den fazla bilimsel yayının yazarıdır ve 1993’ten beri Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nde bilim insanıdır.

Profesör Datcu, “Yeryüzünün her noktasını gözlemleyen Avrupa Kopernik programının uyduları, yalnızca birkaç yıl içinde 30 milyondan fazla görüntü yakaladı” diye açıklıyor.

Bu görüntülerin hayret verici yeteneklerine rağmen Profesör Datcu, kategorik olarak bu görüntülerin fotoğraftan başka bir şey olmadığını ifade etti.

Aksine, uydu uzaktan algılamanın Dünya gezegenindeki sürekli değişimleri anlamada önemli bir rol oynadığını söyledi.

Profesör, “Toprak nemi, okyanus sıcaklığı veya mahsul miktarı ve kalitesi gibi uygulamalardaki ilgili bilgilerin uzaktan algılamayla gözlemlenmesi, iklim değişiklikleri ve olumsuz doğal afetler daha sık meydana geldikçe bu parametrelerin nasıl etkilendiğini (gösterir)” dedi.

Profesör Datcu’ya göre asıl zorluk, şu anda insanların tek başına başarması imkansız olan Büyük Veri’den anlamlı bilgi çıkarmak.

Peki önemli bilgileri etkili bir şekilde nasıl çıkarırsınız?

Profesör Datcu, bu bilgilerin antik Yunan, bilgin, matematikçi, şair ve coğrafyacı Eratosthenes tarafından oluşturulan 2000 yıllık bir yöntemle elde edildiğini açıkladı.

Profesör şunları söyledi: “Eratosthenes, güneşin farklı coğrafi konumlarda dikey bir direğe düşürdüğü gölgeyi, yani dolaylı gözlemi kullandı ve hesaplama yoluyla Dünya’nın çevresini doğru bir şekilde tahmin etti. »

Bilim adamlarının aynı modeli takip eden, ilgilenilen parametrelerin değerini uzak uydu gözlemlerinden çıkaran bir yöntem kullandıklarını açıkladı.

Model, Eratosthenes’in 2000 yıl önce kullandığı modelin aynısı olsa da, yüksek kapasiteli bilgisayarların bulunması, bu alanda da önemli ilerlemeler kaydetmelerine olanak sağladı.

Dünyanın dijital ikiz sistemleri sürdürülebilirliğin anahtarı mı?

Karasal dijital ikiz sistemler şu anda öncelikli olarak iklim modellerini değerlendirmek ve binlerce kilometrelik bir ölçekte uzun vadeli değişiklikleri tanımlamak için kullanılıyor.

Profesör Datcu şöyle açıkladı: “DTE sistemleri, dünyanın sürekli güncellenen sanal ve dinamik bir modelini uygulayarak simülasyonlara olanak tanırken iklim değişikliği konusunda daha spesifik, yerelleştirilmiş ve etkileşimli bilgiler sağlıyor. »

Temel olarak bu sistemler, belirli bir durumda nasıl davranacağımıza karar vermemize ve daha ciddi senaryolar için acil durum planlarını değerlendirmemize olanak tanıyacak.

Profesör Datcu’ya göre, “Buna bir örnek, kuraklığın aşırı hale gelmesi durumunda tarımsal üretimin nasıl gelişeceği veya orman yangınlarından dolayı ormanlara verilecek zararın tahminidir. »

DTE araçları aynı zamanda farkındalık araçları olarak da kullanılmaktadır. Profesör Datcu’ya göre vatandaşların iklim değişikliğine yönelik yaklaşımlarını teşvik etmek için iklim verilerinin kullanımının ve bilgisinin artırılması önemli olacak.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir