Bilim insanları, dünyanın en soğuk yerlerinden biri olan Antarktika’da ilk kez kehribar parçaları bularak tarihi bir keşifte bulundu. Alfred Wegener Enstitüsü’nden Dr. Johann P. Klages ve Freiberg Madencilik ve Teknoloji Üniversitesi’nden Dr. Henny Gerschel tarafından yürütülen bu keşif, kehribar alanlarının küresel haritasındaki son boşluklardan birini dolduruyor.
Amundsen Denizi’ndeki Pine Adası Körfezi’ndeki keşif konumundan dolayı “Pine Island Amber” adını alan bu keşif, Antarktika’nın antik ortamları hakkında çok önemli yeni bilgiler sağlıyor.
Antarktika’nın geçmiş ekosistemi
Yakın zamanda yapılan bir keşif gezisi sırasında 946 metre derinliğindeki okyanus çekirdeğinden çıkarılan kehribar, Batı Antarktika’nın yaklaşık 90 milyon yıl önce, Kretase döneminde nasıl göründüğüne dair ipuçları içeriyor.
Bilim insanları bu kehribar parçalarını inceleyerek Güney Kutbu yakınındaki tarih öncesi bitki yaşamının ve iklimin canlı bir resmini çiziyorlar.
Dr Klages, kehribarın, bir zamanlar Antarktika’nın donmuş topraklarında gelişen bitki örtüsü ve ekosistem hakkında hayati bilgiler sunduğunu ve bunun kıtanın çok daha sıcak bir iklime sahip olduğu bir zamana işaret ettiğini açıklıyor.
Ağaç reçinesinin yüksek kalitede korunması
Kehribar üzerinde çalışırken araştırmacılar, içinde korunmuş küçük ağaç kabuğu kalıntılarının veya mikro kalıntıların bulunduğunu fark ettiler. Optik ve floresans mikroskopları altında, berrak, yarı saydam parçacıklar gözlemlediler; bu, kehribarın Dünya yüzeyine yakın bir yerde korunduğunu ve onu tipik olarak bozabilecek ısı veya yüksek basınçtan kaçındığını gösteriyor.
Dr. Gerschel, bu yüksek kaliteli korumanın, reçinenin yüzeye yakın koşullarda saklandığını gösterdiğini ve geçmiş ekosistemlere açılan bir pencere olarak değerini artırdığını belirtti.
Kehribar parçaları aynı zamanda eski Antarktika ağaçlarının modern ormanlarda bulunanlara benzer savunma mekanizmaları geliştirdiğini de öne sürüyor. Bazı parçalarda “patolojik” reçine akışının işaretleri görülüyor; bu, kozalaklı ağaçların, böceklerin veya yangının neden olduğu kabuğa verilen hasarı kapatmak için bir savunma tepkisi.
Bu reçine akışı, ağaçları enfeksiyonlardan ve çevresel tehditlerden koruyan kimyasal bir bariyer oluşturarak karmaşık ve uyarlanabilir bir orman ekosistemini ortaya çıkardı.
Antarktika’nın antik ormanlarına bir bakış
Bu bulgular, Antarktika’nın kozalaklı ağaçlar ve diğer reçine üreten ağaçlarla dolu yoğun, nemli bitki örtüsüne sahip günümüzün ılıman ormanlarına benzeyebilecek Orta Kretase ortamının daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor.
2020’de Nature dergisinde yayınlanana benzer önceki çalışmalar, Güney Kutbu yakınlarında kalın ormanların varlığını vurgulayarak yemyeşil bir Antarktika fikrini destekliyordu. Dr. Klages ve Gerschel’e göre bu keşif yalnızca bilimsel bir buluş değil, aynı zamanda Dünya’nın uzak geçmişini keşfetmek için nadir bir fırsat.
Antarktika kehribarını incelemek, ekosistemlerin zaman içinde nasıl geliştiğine ve adapte olduğuna dair hayati bilgiler sunarak bilim adamlarının doğal sistemlerin dayanıklılığını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Antarktika’dan gelen bu eski reçine, iklim ve ekolojik değişim döngüleri hakkında değerli bilgiler sunuyor ve bu da gezegenimizin modern iklim sorunlarına karşı potansiyel tepkisi hakkında bilgi verebilir.