Yerel kaynaklara göre Atina metropol alanı, Yunanistan’da su kıtlığından etkilenen en son bölge oldu.
Sorun, uzun süreli yüksek sıcaklıklarla birlikte yıllık yağışların azalmasından kaynaklanıyor. Bu koşullar Mornos Gölü’nün yüzey seviyesinin düşmesine neden oldu. Yunanistan’ın merkezinde bulunan bu yapay göl, ülkenin en kalabalık bölgesi olan Atina metropol alanı için su rezervi görevi görüyor.
Atina Ulusal Gözlemevi tarafından analiz edilen uydu görüntüleri, Temmuz 2023’te 16,6 km² olan gölün sularla kaplı alanının şu anda yalnızca 12,8 km² olduğunu gösteriyor.
Yunan özel kanalı SKAI TV’nin yaptığı bir araştırmada bilim insanları, bölgenin azalan su mevcudiyetiyle başa çıkmasına yardımcı olmak için su tasarrufu önlemlerinin yakında alınması gerekeceğini söyledi. Uzmanlar, yüzey seviyesinin düşmeye devam etmesi durumunda yakında su pompalamanın imkansız olacağı konusunda uyarıyor.
Benzer bir su temini krizi 1990’ların başlarında Atina’yı da vurmuş, ancak Mornos Gölü’ne ihtiyaç duyulduğunda daha fazla su sağlayan başka bir yapay gölün yaratılmasıyla çözülmüştü.
Yunanistan’ın birçok bölgesini etkileyen su sıkıntısı
Bu yazın başlarında, Atina Ulusal Gözlemevi tarafından yürütülen ve Atmospheric Research bilimsel dergisinde yayınlanan bir araştırma, Yunanistan’ın çeşitli bölgelerindeki su kıtlığı sorunuyla ilgili şok edici ayrıntıları ortaya çıkardı.
Sivil Koruma Genel Sekreterliği tarafından 14 Yunan belediyesi olağanüstü hal ilan edildi. Bunlar arasında Girit adasındaki beş belediyenin yanı sıra Serifos, Sifnos, Leros, Poros ve Spetses belediyeleri de bulunmaktadır. Korint, Dedeağaç ve İskeçe bölgelerinin yanı sıra Kefalonya adasındaki Sami belediyesi de etkilendi.
Adalarda çözüm genellikle özellikle turizm sezonunun yoğun olduğu dönemlerde sürekli artan ihtiyaçları karşılamaya yetmeyen tuzdan arındırma ünitelerinin çalıştırılmasıyla sağlanıyor.
Su kıtlığı, yaşam kalitesinin yanı sıra Yunanistan’daki tarımsal üretimi ve mahsul kalitesini de etkileyebilir.
Su kaynakları yönetimi için gerekli birleşik önlemler
UNESCO Kıyı ve Delta Ekosistemlerinin Yönetimi ve Korunması Kürsüsü sahibi Dağ Suyu Yönetimi Profesörü Dimitris Emmanouloudis, AMNA ile yakın zamanda yapılan bir röportajda, zorluklara etkili bir şekilde yanıt verebilecek bir dizi önlemin uygulanması konusunda olumlu konuştu.
Emmanouloudis’e göre önerilen önlemler, “bireysel düzeyde yeni bir su koruma kültürünün benimsenmesinden, daha iyi sulama tekniklerine, suyun rekreasyonel amaçlarla ve estetik amaçlarla kullanılmasından kaçınılmasına, ağlardan ve depolama rezervuarlarından su kayıplarının sınırlandırılmasına kadar” değişecektir ( şu anda %45-55 gibi yüksek bir seviyede ve küçük ölçeğe uygun altyapı inşa etmek amacıyla, özellikle turizm faaliyetinin yoğun olduğu alanların su ayak izi daha hassas bir şekilde değerlendirilerek. »