Bir altın külçesinin görüntüsü.

Değerli metalin 2024 boyunca defalarca fiyat rekorları kırdığı bu yıl, altın fiyatları açısından harika bir yıl oldu. 25 Eylül itibarıyla en çok işlem gören altın vadeli işlem sözleşmesi 2.687,30 dolar ile yeni rekor fiyata ulaştı.

Bu rekor fiyat, ABD Merkez Bankası’nın ABD faiz oranlarını yarım puan indirmesinin ardından belirlendi.

Altın fiyatları yazımızda defalarca açıkladığımız gibi kıymetli maden, güvenli liman ve yatırımcıları durgunluklara ve ekonomik krizlere karşı koruyabilecek bir emtia olarak değerlendiriliyor. Ancak bu yıl fiyatı neredeyse yüzde 30 arttı. Bu, altının S&P 500 Endeksi’nin yüzde 20’lik projeksiyonunun yüzde 10 üzerinde performans gösterdiği anlamına geliyor.

Altın fiyatlarındaki artış kısmen merkez bankası talebine bağlı

Çin, Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerin merkez bankaları, ABD dolarından uzaklaşmaya odaklanmaları nedeniyle altın fiyatlarındaki yükselişin büyük ölçüde sorumlusu olsa da, fiyatların yükselişinin ana nedeni onlar değil.

Bazı yatırımcılar, altın fiyatlarının bu kadar yüksek olmasının nedeninin, küresel ekonominin ve küresel piyasaların ABD ekonomisinin durumuna ilişkin hâlâ temkinli olması olduğunu öne sürdü.

Daha önce açıklandığı gibi, yatırımcılar ve tüccarlar belirsizlik zamanlarında altına yönelme eğilimindedirler çünkü çoğu zaman altının değeri hisse senetleri gibi diğer varlıklara göre daha iyi seyreder.

23 Eylül Pazartesi günü, JP Morgan Chase araştırmacıları altın fiyatlarının 2025’te artmaya devam edeceğini ileri sürdü. Değerli metalin, Federal Rezerv’in faiz indirimi sayesinde 2025’te ons başına 2.850 dolarlık fiyat hedefine ulaşmasını bekliyorlar.

Uzmanlar, düşük faiz oranlarının aynı zamanda altının Hazine tahvilleri karşısında çekiciliğini artıracağını ve daha fazla yatırımcının değerli metali satın almasını sağlayacağını söylüyor.

ABD’de ekonomik belirsizliğin 2025’e kadar sürmesi bekleniyor

Altın fiyatlarındaki artış bu nedenle Amerikan ekonomisi için iyi bir haber değil ancak uzmanlar Amerikan ekonomisinin durumu hakkında ne söylüyor? Fed Başkanı Jerome Powell düzenlediği basın toplantısında “faiz oranlarındaki yarım puanlık indirimin amacının istihdamdaki daha fazla zayıflığın önlenmesi olduğunu” söyledi.

Ekonomistler yine de bu düşüşten sonra bile ekonominin krizden kurtulamadığı konusunda uyarıyor, en azından henüz. Analistler, son rakamların bazılarının da gösterdiği gibi, işsizlik oranının yükseldikten sonra yavaşlamasının özellikle zor olduğuna dikkat çekiyor.

Bir yandan ağustos ayında işsizlik oranı %4,2’ydi ancak bu oran bir yıl öncesine göre %3,8 daha yüksek.

Ek olarak, yakın zamanda açıklanan tüketici verileri, Amerikalıların ABD ekonomisi ve genel olarak iş piyasası hakkında kötümser olduğunu gösteriyor. Conference Board’un aylık güven endeksi Ağustos ayında 105,6 olan endeksin beklenenin altında kalarak 98,7’ye geriledi.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir