Bilim insanları, deniz tabanının altında volkanik mağaralarda yaşayan tüp solucanları ve salyangoz gibi hayvanların bulunduğu şaşırtıcı bir ekosistem keşfettiler.
Araştırmacılar bu keşfi “Falkor (aynı zamanda)” isimli gemide bir ay süren görev sırasında gerçekleştirdiler.
Doğu Pasifik Yükselişinin bir parçası olan Orta Amerika yakınlarındaki bir su altı yanardağını araştırıyorlardı. Bu alan, iki büyük Dünya plakasının okyanus tabanında buluştuğu yerdir. Bu bölgede sıcak su ve magma karışarak hidrotermal menfez adı verilen su altı sıcak su kaynaklarını oluşturur.
Bakteriler, midyeler ve tüp solucanları gibi deniz yaşamı bu deliklerin çevresinde toplanır. Havalandırmalardan salınan kimyasallar hayvanların derin okyanusta hayatta kalmasına yardımcı olur. Her ne kadar bu deliklerin yüzeyi incelenmiş olsa da, altında yatan şey şimdiye kadar büyük ölçüde keşfedilmemişti.
Robotik keşif yeni bir ekosistemin keşfine yol açtı
Araştırmacılar, SuBastian adı verilen robotik bir araç kullanarak havalandırma deliklerinin altındaki alanı keşfettiler. Büyük tüp solucanları ve diğer hayvanlarla dolu mağaralar buldular. Bazı tüp solucanlarının uzunluğu 1,6 feet’e kadardı. Bu keşif, deniz tabanındaki yaşam ile aşağıdaki yaşam arasında bir bağlantı olduğunu öne sürüyor ve hayvanların her iki yerde de yaşayabileceğini gösteriyor.
Ekip bu gizli ekosistemi ilk olarak 2023 yazında keşfetti. Çalışmaları Nature Communications’da yayınlandı. Deniz biyoloğu Dr. Sabine Gollner, hayvanların nasıl hareket ettiğini ve yayıldığını öğrenmeye çalıştıklarını söyledi. Keşfi “akıllara durgunluk veren” olarak nitelendirdi çünkü ilk kez havalandırmaların altında yaşayan hayvanları gösteriyordu.
Hayvanlar yeni havalandırma deliklerini nasıl kolonize ediyor?
Bilim adamları yıllardır hidrotermal menfezlerin etrafındaki yaşamdan etkileniyorlar. Dünyanın plakaları değiştikçe yeni delikler ortaya çıkıyor ve tüp solucanları gibi hayvanlar bu yeni yerleri hızla ele geçiriyor.
Bazı araştırmalar, okyanus tabanının altında yaşamın var olabileceğini öne sürüyordu, ancak çok küçük olan tüp kurdu larvalarının, güçlü okyanus akıntılarından geçerek havalandırma deliklerinin yakınındaki çatlaklara nasıl yerleşebildiği belirsizdi.
Dr. Gollner, tüp kurdunun larvalarının muhtemelen havalandırma deliklerinden gelen sıcak sıvıyla taşınarak deniz tabanının altındaki çatlaklardan hareket ettiğini açıkladı. Bu onların yüzeye ulaşmalarına ve yetişkin olmalarına yardımcı olur.
Delik açmak için SuBastian’ı kullanma
Viyana Üniversitesi’nde profesör olan Dr. Monika Bright, deniz tabanının altındaki yaşamı keşfetmek için bir araştırma gezisine öncülük etti. Ekibi, yerkabuğunun 2.200 metreden daha derindeki çatlaklarından örnekler toplamak için örgülü kutular kullandı.
Araştırmacılar SuBastian’ı kayalarda küçük delikler açmak ve onları ters çevirmek için kullandılar. Bu, havalandırma deliklerinin altındaki sıcak su ve tüp solucanları, salyangozlar ve bakteriler gibi hayvanlarla dolu gizli alanları ortaya çıkardı.
Karadaki yaşamın aksine, havalandırma deliklerinin etrafındaki bakteriler enerji üretmek için güneş ışığını değil kimyasalları kullanıyor ve böylece yakındaki diğer hayvanları destekliyor.
Dr Bright, bu keşfin havalandırma deliklerinin çevresinde iki yaşam alanı olduğunu gösterdiğini söyledi: biri yüzeyin üstünde, diğeri altta. Her ikisi de hayatta kalmak için aynı havalandırma sıvılarına ve deniz suyu oksijenine güveniyor.
Araştırma ekibi şimdi derin denizdeki hidrotermal menfezlerin altında yaşam olup olmadığını ve bu mağaraların ne kadar uzağa uzandığını görmeyi planlıyor.
Sadece yüzeydeki yaşamı değil, aşağıda yatanları da korumanın önemini vurguladılar. Derin deniz madenciliği gibi büyük sondajlar havalandırma deliklerinin yolunu değiştirebilir ve bunlara bağlı olan hayvanlara zarar verebilir.