Yeni bir çalışma, yaşam beklentisinin 10 zengin ülkede geçen yüzyılda olduğu kadar hızlı artmadığını ortaya koyuyor.

20. yüzyılda sağlık hizmetleri ve tıptaki gelişmeler, uzmanların dediği gibi insanların yaşam sürelerinde dramatik bir artışa yol açtı.

Ortalama olarak her 10 yılda bir, en zengin ülkelerin bazılarında doğumda beklenen yaşam süresi yaklaşık üç yıl artıyor. Başlangıçta bu artışın temel nedeni çocuk ölümlerindeki azalmaydı. Daha sonra daha az sayıda yetişkin ve yaşlı insan da daha uzun yaşadı.

Örneğin 1900 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde ortalama bir insanın 47 yaşına kadar yaşaması bekleniyordu. 2000 yılında bu sayı neredeyse 77’ye yükseldi.

Ancak yakın zamanda yayınlanan bir rapor, bu yüzyılda yaşam beklentisinde aynı önemli artışı göremeyeceğimizi öne sürüyor.

İnsanlar önümüzdeki 30 yıl içinde yalnızca 2,5 yıl fazladan kazanmayı bekleyebilirler

Nature Aging dergisinde 7 Ekim’de yayınlanan makale, insanların önümüzdeki 30 yıl içinde yalnızca 2,5 yıl daha uzun yaşayabileceğini öngörüyor.

Araştırmanın yazarları, yavaşlamanın muhtemelen insanların yaşam sürelerinin doğal sınırına yaklaşıyor olmasından kaynaklandığını öne sürüyor. Giderek daha fazla insan yaşlandıkça, önde gelen ölüm nedenleri yaşlanmanın kendisiyle, yani hücrelerin ve dokuların zaman içinde yavaş yavaş parçalanmasıyla bağlantılıdır.

Tıbbi gelişmeler çocuklarda kızamık gibi hastalıkları önleyebilse de, insanlar 60, 70 ve daha yukarıya ulaştığında yaşlanma sürecini durdurmanın hâlâ bir yolu yok.

Yaşam beklentisindeki artış yavaşlıyor ve dikkatler daha sağlıklı yaşlanmaya yöneliyor

Son araştırmalar, insan yaşam beklentisinin biyolojik tavana yaklaştığını ve artış hızının 1990’lardan bu yana önemli ölçüde yavaşladığını öne sürüyor.

Tıp ve halk sağlığı alanındaki gelişmelere rağmen hayat… pic.twitter.com/3FWXs1dCni

– Sinirbilim Haberleri (@NeuroscienceNew) 7 Ekim 2024

Araştırmanın baş yazarı ve Chicago’daki Illinois Üniversitesi’nde profesör olan Jay Olshansky, yaşa bağlı hastalıklarla tek tek mücadele etmeyi “geçici hayatta kalma bandajı” uygulamaya benzetiyor.

Alzheimer veya kanser gibi hastalıklara tedavi veya tedavi bulma çabaları insanların daha uzun yaşamasına yardımcı olabilir. Ancak Olshansky, bu yaklaşımların asıl sorun olan yaşlanmaya değinmeden yalnızca insanların ileri yaşlara erişmesine olanak tanıdığını belirtiyor.

1990’dan 2019’a kadar yaşam beklentisindeki eğilimler

Olshansky ve ekibi, çalışmalarında 1990’dan 2019’a kadar ortalama yaşam süresindeki eğilimleri incelediler. En uzun yaşayan nüfusa sahip olduğu bilinen dokuz bölgenin verilerini analiz ettiler: Avustralya, Fransa, İtalya, Japonya, Güney Kore, İspanya, İsveç, İsviçre ve Hong Kong. Kong.

Amerika Birleşik Devletleri de dahil edildi çünkü bazı uzmanlar burada yaşam beklentisinin önemli ölçüde artacağını tahmin ediyordu. Araştırmacılar bu verileri geçmiş eğilimlere bakmak ve 21. yüzyılda yaşam beklentisinin nasıl değişeceğine dair tahminlerde bulunmak için kullandı.

Ekip, özellikle 2010’dan sonra, yaşam beklentisindeki artışın 10 ülkenin tamamında yavaşladığını buldu. Bugün doğan insanlar için 100 yaşına ulaşma şansı oldukça düşük; kadınlarda %5,1, erkeklerde ise %1,8.

2019’da doğan çocuklar arasında Hong Kong’da yaşayanlar 100 yaşına kadar yaşama şansına sahip olup kızlarda bu oran %12,8, erkeklerde ise %4,4’tür.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir