Yunan sütunları

Hamas ile İsrail arasında daha bir yıl önce başlayan yıkıcı savaş, Gazze’yi dünya çapında sayısız manşete taşıdı ama kaçımız Gazze Şehri’nin de bir Yunan geçmişine sahip olduğunu biliyordu?

Gazze Şehri, M.Ö. 332 yılında Büyük İskender tarafından fethedildikten sonra Helenistik kültürün gelişen bir merkezi haline geldi. Bundan önce Gazze, Kenanlılar, Mısırlılar ve Filistliler de dahil olmak üzere pek çok hükümdarın yaşadığı çalkantılı bir geçmişe sahipti.

Coğrafi olarak antik dünyanın önemli ticaret yollarının çoğunda yer alan bu antik kent, yeni Yunan etkisini benimsemiş ve Büyük İskender’in genişleyen imparatorluğu için bir bilgi ve ticaret merkezi haline gelmiştir.

Bir Yunan şehri veya “polis” olarak Gazze

Büyük İskender’in askeri zaferinden sonra Gazze, Yunan anakarasındaki diğer tüm şehir devletleri gibi tamamen bir polis veya şehir devletine dönüştürüldü. Şehrin örgütsel temellerindeki bu yeniden yapılanma, daha geniş bölgede Yunan kültürel hakimiyetinin yolunu açtı.

Seleukos döneminde Büyük İskender’in ölümünden sonra şehir Seleucia olarak yeniden adlandırıldı ve dinamik entelektüel ve felsefi faaliyetleriyle Akdeniz ve Orta Doğu’da ünlendi. Yunan bilimi ve felsefesinin merkezi olarak önemini vurgulayan bir terim olarak sıklıkla “Asya’nın Atina’sı” olarak anılıyordu.

Yunan tanrısı Zeus'un Gazze'de bulunan heykeli.

Gazze ekonomisi Yunan yönetimi altında

Gazze’nin ekonomisi, daha geniş bölgedeki Ptolemaik ve daha sonra Seleukos yönetimleri altında gelişti. Gazze Şehri’nin olağanüstü stratejik konumu, onu Yunan yönetimi sırasında Mısır ile Levant arasında önemli bir ticaret yolu haline getirdi. Şehrin içine ve dışına olan bu muazzam ticaret akışı, hem akademisyenleri hem de tüccarları cezbederek, Yunan dilinin, geleneklerinin ve uygulamalarının yerli geleneklerle karıştığı kozmopolit bir kültür yarattı.

Özellikle Gazze’nin baharat ticaretindeki konumu ekonomik önemini artırmış ve burayı bir ulaşım ve iş merkezi haline getirmiştir. Gazze’deki Ptolemaios kalesi, Güney Arabistan, Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa’ya uzanan ticaret yollarını kontrol ediyordu ve şehir yıllarca süren barış ve refahtan yararlandıkça zenginliğini ve nüfuzunu büyük ölçüde artırdı.

Tunikli Helenistik askerler, MÖ 100, Palestrina'daki Nil mozaiğinden detay.Tunikli Helenistik askerler, MÖ 100, Palestrina'daki Nil mozaiğinden detay.

Buna ek olarak, Gazze’nin öğrenmenin merkez üssü imajı, Helenistik dönemde gelişen eğitim kurumları ve felsefi okullar sayesinde büyük ölçüde güçlendi. Yunanca dili ve idealleri, ekonomik büyümeden yararlanmak için bölgeye kaçan yerel halkın ve insanların günlük yaşamlarına yayıldı.

Yunanistan’ın bu etkisi yerel siyaseti, sanatı ve mimariyi etkiledi ve sonuçta Gazze’yi daha geniş bölgede Yunan varlığının Helenistik merkezi haline getirdi. Bu akademik patlama Yunan dünyasının dört bir yanından entelektüellerin ilgisini çekerek Gazze’yi Yunan kültürünün bir işaretçisi haline getirdi.

Arkeolojik kalıntılar ve tarihi kanıtlar, Yunan kültürünün Gazze’de Roma tarihine kadar uzanan köklü bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Sonraki fetihlere ve sürekli hükümet değişikliklerine rağmen Gazze’nin Helenistik dönemi şehrin kimliği üzerinde gerçek bir etki yarattı.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir