Yeni bir çalışma, radyasyon tedavisinden önce kısa süreli kemoterapinin rahim ağzı kanseri olan hastalarda hayatta kalma oranlarını önemli ölçüde artırabildiğini buldu.
Bu sonuçlar, bu hastalığın tedavisinde büyük bir ilerlemeye işaret ediyor.
The Lancet’te yayınlanan çalışma, radyoterapiye başlamadan önce yaygın olarak bulunan kemoterapi ilaçlarının kullanılmasının hasta sonuçlarını iyileştirdiğini göstermektedir. Bu yaklaşım kemoterapiyi standart radyoterapi tedavisiyle birleştirir.
University College London’daki Kanser Enstitüsü’nün önde gelen araştırmacılarından Dr Mary McCormack, keşfin önemini vurguladı ve bunun 20 yaş üstü rahim ağzı kanseri tedavisindeki en önemli ilerleme olduğunu söyledi.
Araştırmaya katılan hastalara şükranlarını sunarak, katılımlarının dünya çapında rahim ağzı kanseri hastalarının bakımını iyileştirmek için gereken kanıtları sağladığını belirtti.
Rahim ağzı kanseri riskleri
Rahim ağzı kanseri esas olarak 35 ila 44 yaş arası kadınları etkiler. Amerikan Kanser Derneği’ne göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl yaklaşık 14.000 yeni vaka teşhis ediliyor.
Hayatta kalma şansı büyük ölçüde hastalığın ne kadar hızlı tespit edildiğine bağlıdır ve sonraki aşamaların tedavisi daha zordur. Ne yazık ki Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl yaklaşık 4.360 kişinin rahim ağzı kanserinden ölmesi bekleniyor.
Çalışma tasarımı ve klinik deneme
Klinik deney 2012’den 2022’ye kadar on yıl sürdü ve Brezilya, Birleşik Krallık, Meksika, İtalya ve Hindistan olmak üzere beş ülkedeki 32 tıp merkezinden 500 rahim ağzı kanseri hastasını içeriyordu.
Hastalar iki gruba ayrıldı. Bir gruba radyoterapi ve ardından kemoterapiden oluşan standart tedavi uygulandı. İkinci gruba standart radyoterapi ve kemoterapiden önce ek olarak kısa bir kemoterapi kürü uygulandı.
Beş yıl sonra elde edilen sonuçlar umut vericiydi. Geleneksel tedavi gören grupta hastaların yüzde 72’si hayatta kaldı. Ancak ek kemoterapi kürü alan grupta hastaların yüzde 80’i hâlâ hayattaydı.
Ek olarak, çalışma ilave kemoterapinin kanserin tekrarlama riskini yüzde 35 oranında azalttığını buldu.
HPV ve aşılamanın rolü
Rahim ağzı kanserine esas olarak insan papilloma virüsü (HPV) neden olur. Muhtemelen HPV aşısının başarısı nedeniyle genç kadınlar arasında rahim ağzı kanseri görülme sıklığı azalmıştır.
Aşılama oranlarının yüksek olduğu ülkelerde etki önemli oldu. Örneğin İskoçya, aşının uygulamaya konulduğu 2008 yılından bu yana aşılanmış genç kadınlarda herhangi bir rahim ağzı kanseri vakası bildirmedi.
Ancak her kadın aynı korumadan yararlanamıyor. Gençken aşıya erişimi olmayan yaşlı kadınların yanı sıra aşılanmamış kadınlar da rahim ağzı kanserine yakalanma ve bu kanserden ölme riskiyle karşı karşıyadır.
Bu klinik araştırmanın sonuçları, özellikle yüksek risk altındakiler olmak üzere rahim ağzı kanseri hastaları için yeni bir umut sunuyor.