Yunan gazeteci

Yunan gazeteci Elias Demetracopoulos, Yunanlılar veya Yunan asıllı Amerikalılar arasında pek bilinen bir isim olmayabilir, ancak yeni bir kitabın ortaya koyduğu gibi, kendisi 20. yüzyıl siyasi tarihinin en büyüleyici isimlerinden biriydi.

Yazar James H. Barron, yakın zamanda yayınlanan “Yunan Bağlantısı: Elias Demetracopoulos’un Hayatı” kitabının girişinde, Demetracopoulos’un gözden kaçmış olabileceğini ancak hayatının destansı bir macera hikayesi gibi okunduğunu söylüyor.

Kitap, henüz on iki yaşındayken işgal altındaki Yunanistan’da Nazilere karşı kahramanca direniş çabalarına girişen ve bu yüzden hapsedilip işkence gören genç Atinalının yaşamının izini sürüyor.

Hayatı mucizevi bir şekilde bağışlandıktan sonra, Yunanistan’ın çalkantılı siyasetini ve ABD’nin bölgede artan nüfuzunu haber yapan araştırmacı gazeteci oldu. Haber peşinde koşan zeki bir gazeteci olan Demetrakopoulos, her iki hükümette de etkili isimlere hızla erişim sağladı.

1950’den 1958’e kadar Kathimerini gazetesinin siyasi editörlüğünü yaptı. 1951’de Makedonya ve Selanik muhabiri oldu. Demetracopoulos aynı zamanda Ethnos’un siyasi editörü ve İngilizce yayınlanan Athens Daily Post gazetesinin kurucu ortağıydı. North American Newspaper Alliance ve New York Herald Tribune’ün muhabiriydi.

Yunan gazeteci ABD’ye kaçtı

Yunan askeri diktatörlüğü 1967’de iktidara geldiğinde, Yunan gazeteci kıl payı Washington DC’ye kaçtı; orada, Amerikan hükümetiyle çatışırken ülkesine demokrasiyi yeniden kurma mücadelesine liderlik edecekti.

Yazar, rahatsız edici gerçekleri yorulmak bilmeyen arayışıyla sadece kendi hükümetiyle değil aynı zamanda Truman, Eisenhower, Kennedy, Johnson, Nixon, Ford, Carter ve Reagan yönetimleriyle de anlaşmazlığa düşecek bir adamın hikayesini ortaya çıkarıyor. CIA, FBI ve Dışişleri Bakanlığı’nın gözetim ve tacizinin ve ABD yetkililerinin kasıtlı olarak gözden kaçırmış olabileceği Yunan adam kaçırma ve suikast planlarının hedefi.

Demetracopoulos’un en büyük kepçesi, Atina rejiminin 1968 seçimleri öncesinde Yunan-Amerikalı iş adamı Tom Pappas aracılığıyla Richard Nixon’un kampanyasına 549.000 dolar aktardığı keşfinin hemen etkisi geniş çapta bildirilmedi.

Barron’un belirttiği gibi, “Amerikan vergi mükelleflerinin parasının CIA’nın suç ortaklığıyla Yunan cuntası tarafından aklandığı fikri Nixon’a büyük bir darbe olabilirdi” ve şöyle devam ediyor: “birkaç gazetecinin katılımıyla böylesine büyük bir hikayeyi ateşleyebilirdi” ve onları takip etmeye teşvik edin. Rowland Evans ve Bob Novak gibi habere aç köşe yazarları ve Jack Anderson ve Drew Pearson gibi sahtekarlar için güvenilir bir kaynaktı. Öfke beyanları ve soruşturma çağrıları için Capitol Hill’deki arkadaşlarına da bakabilirdi.

Bunun yerine, Barron’un bile gerçekten anlayamadığı nedenlerden dolayı Demetracopoulos, inanılmaz bir şekilde bu bilgiyi Nixon’un seçilme şansını zedelemek için kullanmamayı seçen Demokratik Ulusal Komite başkanı Larry O’Brien’a başvurdu. Nixon daha sonra Demokrat rakibi Hubert Humphrey’i çok dar bir farkla mağlup etti.

Demetracopoulos’un Amiral Arleigh Burke, Louise Gore ve Senatörler Ted Kennedy, Strom Thurmond, Frank E. Moss, Quentin N. Burdick ve Mike Gravel dahil olmak üzere siyasi yelpazenin her yerinde kişisel dostlukları vardı.

2008 yılında Yunan Zümrüdüanka Nişanı’nı aldı. 17 Şubat 2016’da 87 yaşında Atina’da doğal sebeplerden öldü.

Kitabın yazarı James H. Barron, bir gazeteci, avukat ve New England Araştırmacı Gazetecilik Merkezi’nin kurucu danışma kurulu üyesidir.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir